Çiğdem Anad’ın Yeni Kitabı
Soru; Üç yıl önce memleketten göç ettin. Bu hikayenin kitabını gerçek isimlerle, olaylarla örerek yazdın. Kitabının adı ” durduğum yer benim değil.” Doğan kitap baskısını yaptı.
Durduğun yer senin değil mi?
Cevap; Değil, yabancıyım
soru; neden göç ettin?
cevap; Gezi isyanından sonra gazetecilik yapamadığım, hayatımı kazanamadığım ve eğitim sistemi hızla bozulduğu için.
soru; eğitim sistemi derken?
cevap; 13 yaşındaki oğlumun laik bir sistemde, bilimi öğrenerek, dünyayı kavrayarak büyümesini istediğim için yeni bir memleket peşine düştük.
soru; Neden İngiltere?
cevap; dünya dili ingilizce
soru; Ne yapıyorsunuz İngiltere’de?
cevap; Reklam filmi yaparız, tanıtım filmi yaparız, var mı alan? Kapı kapı dolaşıyoruz. İyi olan ; okul bedava, ulaşım karda yağmurda bisikletle, sosyal aksiyon evlerde çay sohbeti, parklarda yürüyüş. 40 metrekare köy hayatı.
soru; Eğitimin merkezi olduğu için mi Cambridge’e yerleştiniz?
cevap; Evet. Farklı kimliklerin, görüşlerin, yaşam biçimlerinin nasıl kucaklandığını, zenginlik sayıldığını burada görebilirsiniz. Başkalarını yargılamadan kabul eden bir sistemin toplumsal yaşamın temeline nasıl yerleştirildiğini burada öğrenebilirsiniz. Müslüman, hristiyan, ateist ve her türlü cinsel kimlik değerli. Anarşisti, aristokratı, akıllısı, delisi her milletten insan aynı sokaklarda güvenle yürüyor.
soru; Neden yabancılık çekiyorsun o halde ?
Çekiyorum. Üstelik geçmişte iki yıl İsviçre’de, birbuçuk yıl İngiltere’de okumama rağmen çekiyorum, çünkü o zamanlar çocuktum, gençtim. Çocukken başka, yetişkinlikte başka.
Kendi dilini konuşamadığın zaman yabancısın. Hayvanlar bile kendi habitatlarında yaşamadıkları zaman hırçınlaşıyorlar. Memleketten uzak hep eksiksin, yarımsın, yaralısın. Kendi kültüründen uzak kodlar içinde yemeğin tadı tuzu eksik. Muhabbetin duygusu eksik. Dostluğun paylaşımı eksik. Şakaların eksik. Gülüşün soluyor, kederin boğazında düğümleniyor.
soru; Dönecek misin Türkiye’ye?
cevap; Oğlum liseyi bitirir bitirmez döneceğim. İki bavulla arkama dönüp bakmadan çıktığım memlekete döneceğim.Toprakların talan edilse de , o toprağın sıcaklığını özlüyorsun. Kalan dostların kederine tasasına ortak olmak istiyorsun. Kendi dilleri, kültürleri, yaşam biçimleri için mücadele eden halkları sadece ideolojik olarak değil, daha içten anlayabiliyorum şimdi.
soru; Kitabın yarısına kadar neden, nasıl göç ettiğinizi anlatırken, bir zamanlar nasıl habercilik yapabildiğimizi de anlatmışsın.
cevap; kısa kesitler halinde, evet.
soru; Biz internet üzerinden de olsa hala habercilik yapmaya çalışıyoruz. Sen bunu uzaktan izliyorsun. Habercilik yapamadığın için kendini eksik hissetmiyor musun?
cevap; Hissediyorum. Kimliğimin önemli parçası işlevsiz şu anda. Makaleler yazarak soluk alıyorum, İnsanın işini yapamaması kolunun kırılması, sesinin kısılması demek. Ben internetten beceremedim bu işi. Bu ağır sansür altında çalışmayı da beceremedim. Gazete pencere’yi ve t24.com.tr yi okuyorum.
soru; Birgün eskisi gibi habercilik yapabileceğimizi öngörebiliyor musun?
cevap; Eskisinden daha iyi yapabileceğiz. Buna eminim. Üstelik yakın gelecekte. Biz göreceğiz.
Çigdem Anad