KAYYUMDAN MI, CHP’DEN Mİ, KENDİNDEN Mİ, NEDEN BİLMEM
Temkinliydi, iki düşünüp bir söz etti, önceden her cümlesini tartıp, biçtiği belli olan metnin dışına çıkmadı, İçişleri bakanının tepki vereceği bir kelime sarfetmedi.
Ekrem İmamoğlu’nu bekleyen İngiltere’deki Türkiyelilerin beklentisi büyüktü; İmamoğlu ülkenin yeni başkanı olabilir, demokrasiyi inşa edebilir, özgürlükleri getirebilir, ekonomiyi düzeltebilir, Türkü Kürdü barıştırabilir, farklı kesimler arasında büyüyen düşmanlık tohumlarını temizleyebilir.
Yeni lideri görmek, dinlemek isteyenler Wood Green’deki Dominion Centre’ın salon ve balkonunu doldurdular. Londra dışındaki şehirlerden de trene atlayıp gelenler kapıda kuyruk oluşturarak girebildikleri toplantı merkezinde bir değil, iki değil, iki buçuk saat başkanın gelmesini beklediler.
ETKİSİ ÇOK ZAYIF VİDEO VE DETONE BİR SESTEN ZÜLFÜ LİVANELİ ŞARKILARI
Uzun bekleyiş süresinde İmamoğlu’nun hayatını ve siyasetteki hızlı yükselişini anlatan uzun mu uzun, çekim açılarıyla, montajıyla, müziğiyle 10 üzerinden geçer not alamayacak bir video izlettirildi. Sıradan bir işletme eğitimi ve başarılı bir Beylikdüzü belediye başkanlığının İmamoğlu’nun yıldızını nasıl parlattığı pek anlaşılamadı. Bütün partiler ve partililer için milletvekilliğinden bile daha kıymetli olan İstanbul belediye başkanlığında CHP’nin nasıl Ekrem İmamoğlu ismi üzerinde mutabık kaldığı kavranamadı.
CHP’liler bilir; parti yönetimi kimi isterse onu yukarıya çıkarır ya da aşağıya indirir. Tabanın seçtikleri sonucu değiştirmez. 2015 örneğindeki gibi, önseçim yapılsa bile geçerli değildir. Tabanın seçtiği adaylar değil, yönetimin belirlediği adaylar ön sıralara yerleştirilir. Bu nedenle İmamoğlu şimdilik, efendice belediye başkanlığı hattında durduğunu gösteriyor.
CHP’YE KARŞI DİKKATLİ
Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığından sonraki siyasi hayatına devam edebilmesinin CHP yöneticilerine bağlı olduğunu çok iyi bildiğinden sınırını aşacak söylemlerden özellikle uzak duruyor olmalı. Canan Kaftancıoğlu da parti dengelerini gözeterek İmamoğlu’nun erkenden kahramanlaştırılıp, ilerdeki siyasi basamakları çıkamadan ışığının söndürülmesinin önüne geçmek için hamle yapmış olmalı.
Londra’da CHP’nin organize etttiği toplantıya katılanlar kendi aralarında bunun gibi mevzuları konuşurken müzik başlıyor. Zülfü Livaneli iyi ki Nazım Hikmet’in şiirlerini bestelemiş de, on yıllardır sloganlardan daha güçlü çoşku kaynağı olabilmiş. Bu şarkıları sanat müziği kıvamında söyleyen bir detone ses yerine banttan bile olsa Zülfü Livaneli’den dinleyebilseydik iyi olurdu tabii. Aslında başka bir çoşku kaynağı bulma zamanı çoktan geldi. Bir ömürboyu Zülfü’nün şarkılarıyla idare edilmez. Nihayet Ekrem İmamoğlu Dominion Center’ın arka kapısından girerek, sahneye çıkıyor.
KAYYUM KILICI TEPESİNDE
İmamoğlu Cumhurbaşkanlığının belediye kaynaklarını nasıl kısıtladığına dair tek kelime etmiyor. Belediyede önüne çıkarılan engellerden hiç bahis açmıyor. İstanbul büyükşehir belediyesine kayyum atanması tehditini yok sayıyor. İlerde Cumhurbaşkanlığına aday olabileceğine dair bir işaret vermiyor. O güne varana kadar binbir çeşit manevrayla alt edilebileceğini bildiğinden düşük profille konuşuyor. Dinleyicileri bu nedenle tatmin etmiyor.
OLGUNLAŞMAMIŞ BİR LİDER ADAYI
Ekrem İmamoğlu kendini anlatma gereğini duymadığı gün ben dilini bırakıp, biz diline geçecektir mutlaka. Olgunlaşmış bir lider ben değil, biz dilini kullanır. İmamoğlu ailelerin örnek göstereceği temiz, dürüst, efendi abi modelini geliştirerek sahnedeki başkan oldu ama liderliğe gidecek yolun henüz başında.
Londra’daki toplantıya katılanların bir kısmının görüşü de bu yönde.
ÇİGDEM ANAD
